Yazar | : | Ahmed Hilmi Bey (Filibeli) |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 230 |
Ölçü | : | 13 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Tercüman 1001 Temel Eser |
Bahsi Geçen | : | Ahmed Hilmi (Filibeli) |
Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi Bey'in bu eseri zamanına göre ileri bir hamle olarak kabul edilmelidir. Zira Filibeli, bu devrede Batılı Düşüncenin hâkim bir üstünlük kazanmaya çalışmasına karşılık, Türk - İslam Düşüncesini "Osmanlılık' adı altında müdafaa ediyordu.
Batı Felsefesini çok iyi bilmesi, Avrupa'da cereyan eden fikri hareketleri doğru bir şekilde tenkit ve tahlil etmesine sebep oluyordu. Onun içindir ki Maddeciliği (Materyalizmi) tenkit ederken körü körüne ve şahsi görüşlerden çok bu düşünceyi ilmi ve fikri olarak çürütmüş olan Batılı Filozoflara dayanmıştır. Bu bakımdan Filibeli Ahmet Hilmi Bey, zamanında muarız olduğu "Batıcı"ları aşmış bulunmaktadır.
Hatta günümüzdeki Materyalistler bile kendisinden yarım asır geridedirler.
Filibeli hayatı boyunca müdafaa ettiği fikirlerin çoğunda isabet etmiştir. Yalnız Sultan Abdülhamid'e olan husumeti hissidir. Bu da "Genç Türkler"e olan bağlılığından ve bu Padişah zamanında sürgüne gönderilmesinden ileri gelmektedir.
İlk zamanlarda İttihat ve Terakki ile Meşrutiyeti müdafaa etmesi yanında sonradan onlara da muarız olmuş ve gazetesi kapatıldığı gibi Bursa'ya sürülmüştür Ruhen ve fikren mücadeleyi elden bırakmayan
Şehbenderzade, "Allah'ı İnkâr Mümkün müdür?" adlı eserini Bursa'da yazmıştır.
Siyonistlerin müstakbel hedeflerini ve Osmanlı İmparatorluğu içinde oynamak istedikleri rolleri zamanında teşhis etmesi, Filibeli'yi bugün daha çok büyütmüştür. Hatta bunlara karşı yaptığı mücadele neticesi, Farmasonlar tarafından zehirlenmesi tabii önem kazanmaktadır. Şüphesiz bu kanaat tetkike değer bir husustur.
Filibeli Ahmet Hilmi Bey, bu eserinde Batılı ilim adamlarının isimlerini okundukları gibi ve Osmanlıca yazması, bunlar hakkında gerekli açıklamayı yapmamızı güçleştirmiştir. Eğer "Latince" olarak isimlerini zikretseydi bu eser çok daha ilmi olurdu.